Ondokuz Mayıs Üniversitesi - İletişim Fakültesi - Uygulama Gazetesi -

Bir Toplum Tabusu: Kadın ve Engelli Sporcu

Bir Toplum Tabusu: Kadın ve Engelli Sporcu
  • 27.04.2017
  • Bir Toplum Tabusu: Kadın ve Engelli Sporcu için yorumlar kapalı
  • 6.029 kez okundu

Kadınım, varım buradayım; Engelliyim, varım, buradayım!

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri Özge Sağlık ve Sinan Bilgiç güreş sporunda büyük başarılara imza attı. 4 yaşında geçirdiği bir kaza sonucu işitme engelli olan Bilgiç 2012 Türkiye İşitme Engelliler Güreş Şampiyonası’nda, Sağlık ise 2014 Genç Kadınlar Türkiye Güreş Şampiyonası’nda Türkiye 2.’si oldu.

Hayatta Kalmam Bir Mucize

22 yaşındaki Sinan Bilgiç, 4 yaşındayken üzerine demir kapı düşmesi ve uygulanan yanlış tedavi sonucunda işitme engelli oldu. Bilgiç, “4 yaşımdayken üzerime devasa büyüklükte bir depo kapısı düşmesi sonucu beyin kanaması, travma, iç kanama başta olmak üzere 12 farklı semptom geçirdim. 15 gün komada kaldım. O süreçte uygulanan yanlış tedaviler sonucunda da işitme engelli olarak hayata tutundum. Yaşamamı doktorlar bile mucize olarak görmüş, gerçekten de hayatta kalmam bir mucize” sözleriyle yaşadığı büyük kazayı anlattı.

15 Yaşında Milli Güreşçi Oldu

Güreş sporuyla lise yıllarında tanışan Bilgiç, “Mahallede ki diğer çocuklar gibi futbol ya da başka sporlarla ilgilenemedim. Bana top çarpmasından, düşmemden bir yere vurmamdan korkuyor olacaklar ki; hiçbir şekilde aralarına dahil olmadım. Bu yüzden hemen her insanda küçük yaşlarda gelişen spor yeteneği bende lisede gelişme şansı buldu. Liseyi, işitme engellilere özel bir okulda okudum. Benim gibi arkadaşlarım oldu. Lise 1. sınıfın sonlarında işitme ve konuşma engelli bir ağabeyle tanıştım. Kendisi birçok ulusal ve uluslararası güreş şampiyonasına katılmış ve çeşitli alanlarda derece kazanmıştı. Elimden ilk tutan ve beni güreşle tanıştıran o oldu. Beni Denizli İşitme Engelliler Spor Kulübü’ne götürdü, lisansımı çıkarttı. Böylece güreş antrenmanlarına başladım” dedi.

Bilgiç, birkaç aylık antrenmandan sonra ilk resmi müsabakası olan, İşitme Engelliler Spor Federasyonu’nun Konya’da düzenlemiş olduğu Türkiye İşitme Engelliler Güreş Şampiyonası’na katıldı. 69 kg grekoromen stilde ve serbest stilde yarışan Bilgiç, grekoromen stilde 2. serbest stilde ise 3. oldu. Gösterdiği başarı sonucunda 15 yaşındayken milli güreşçi olarak seçildi.

Hentbolda Türkiye üçüncülüğü

Kahraman Maraş’ta 2. Türkiye İşitme Engelliler Güreş şampiyonasına katılan Bilgiç yine 69 kg grekoromen stilde Türkiye 2.’si oldu. Özel sebeplerden ötürü bir dönem güreş sporuna ara vermek zorunda kalan Bilgiç alternatif spor olarak hentbola yöneldi. Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu tarafından 2013 yılında Ankara’da, 2014 yılında ise Muğla’da gerçekleştirilen hentbol müsabakalarında Türkiye 3.’sü oldu. Hentbolda büyük başarı yakalayan Bilgiç, ” Müsabakalarda çok zorluklar yaşadım yine de iyi sonuçlara imza attım. Takım olarak oynanan sporlarda profesyonel uyum sağlayamadığımı fark ettim. Güreş, atletizm, golf gibi ferdi sporlara daha çok yoğunlaştım. Hangisinde daha başarılı olacağımı test edip o branşla devam etmeyi hedefliyorum” dedi.

‘Sessiz Dans’ Finale götürdü

Spor dışında sosyal faaliyetlerde de aktif rol alan Bilgiç 2014 yılında ‘Sessiz Dans’ adlı grubuyla katıldığı bir televizyon yarışmasında finalist oldu.

 Pes Etmedim Etmeyeceğim           

Bilgiç, “Hayalim beden eğitimi öğretmeni olmaktı. Spor yeteneğim ve ilgim beni buna teşvik etti. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne geldim ve kısa sürede buraya uyum sağladım. Derslerde fazla zorlanmıyorum. Dudak okuyarak öğretmenlerimi anlıyorum. Okulun dışında 2017’de Samsun‘da yapılacak 2017 İşitme Engelliler Olimpiyatı’nda şansımı denemek için hazırlanıyorum. 2017’de Samsun‘da yapılacak olan olimpiyat sporlarında bir başarı elde edemezsem de pes etmeyeceğim. Hedeflerim daha büyük. 2021 de Tokyo da yapılacak olimpiyatlara da hazırlanacağım. Amacım iyi bir sporcu olarak uluslararası yarışmalarda ülkemi temsil etmek. Toplumumuzda engelli insanlar sussun, eve kapansın, hayata katılmasın gibi bir algı var fakat ben bu tabuyu yıkacağım” cümleleriyle sözlerini sonlandırdı.

Sporun Cinsiyeti Olmaz

Lise yıllarında bir hocasının teşvikiyle güreş sporuna yönelen Özge Sağlık, aslen ordulu. Lise eğitimine Samsun Gülizar Hasan Yılmaz Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nde başlayan Sağlık “Jimnastik olarak başladığım spor zaman içinde güreşe ilgi duymamla yön değiştirdi ve bir hocamın teşvikiyle cesaretlenip güreş sporuna yöneldim. Kısa sürede kendimi bu sporun içinde buldum ve oldukça sevmeye, keyif almaya başladım” dedi.

Kadından Güreşçi mi Olur(!)

Ailesinin güreşe sıcak bakmadığını söyleyen Sağlık ” Ailem bu sporla ilgilenmeme izin vermedi. Başta ailem olmak üzere çevremdeki birçok kişi kadından güreşçi mi olurmuş gibi sözlerle beni caydırmaya çalıştı fakat ben vazgeçmedim. Ailemden izinsiz 2014 Genç Kadınlar Türkiye Güreş Şampiyonası’na katıldım ve henüz 3 aylık güreşçiyken Yalova’da  Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye 5.’si oldum. Derece yaptıktan sonra ailemin az da olsa önyargısını kırmayı başardım” dedi.

Hakkım Yendi, Hazmedemedim

Sağlık “Türkiye Şampiyonası’ndan sonra derece yapanlar Dünya Şampiyonası için hak kazanıyordu. Dünya Şampiyonası’na gidecekken  benim yerime henüz ön elemedeyken yendiğim güreşçiyi götürdüler. “Haksızlığa uğradım ve bunu hazmedemedim. O günden sonra hiç güreşmedim. Yıllarca bağlı olduğum ve hayat tarzım haline getirdiğim sporu bıraktım. Kamplara yazılıp antrenörlük eğitimleri aldım. Eğitimimi tamamladıktan sonra mezun olduğum lisede antrenörlük yapmaya başladım” dedi. Spor hayatına antrenör olarak devam eden Sağlık’ ın takımı 12-13 yaş güreş müsabakalarında Türkiye Şampiyonu oldu. Yaş faktörünün sporda başarıyı büyük oranda etkilediğini söyleyen Sağlık “Spor ne kadar küçük yaşta başlanırsa o kadar başarı getiriyor. İlk olarak 8-11 yaş aralığında jimnastikle başlatıyoruz ve taklalarla basit antrenmanlarla sporu sevdirmeye çalışıyoruz. Zamanla eğlenceli hale geliyor ve çocuk kendini sporla özdeşleştiriyor. 12-13 yaş maçlara başlama yaşı oluyor. Artık teknikleri geliştirme ve yarış modunda çalışmalar başlıyor. Minikler takımımızla güreşi sevdirmek ve daha geniş bir kitleye yaymak amacıyla şehir dışı etkinlikleri düzenliyoruz. Müsabakalar düzenliyor, çeşitli faaliyetlerde bulunuyoruz” dedi.

Güreş Hakkettiği Değeri Görmüyor

Güreşin ata sporumuz olmasına rağmen ülkemizde hak ettiği değeri görmediğini söyleyen Sağlık, maddi anlamda da gerekli desteğin sağlanmadığını, imkanların kısıtlı olmasında dolayı bir çok sporcunun da gereken başarıyı elde edemediğinden şikayet ediyor. Özellikle kadın güreşçilere gereken ilgi ve desteğin verilmediğini de belirten Sağlık destek verildiği takdirde birçok kadın güreşçinin büyük başarılara imza atacak güçte olduğunu vurguladı.

Kadın Güreşmez Evde Oturur

Kadın sporcu olmanın zorluklarını anlatan Sağlık ” Toplumumuz güreş sporu konusunda yeteri kadar bilgiye sahip değil. Hele ki söz konusu bir kadın güreşçi ise bu bilgisizliğe bir de önyargı ekleniyor. Başka branş bulamadın mı diyenlerden kadından güreşçi mi olurmuş diyenlere hatta kadın dediğin güreşmez evinde oturur diyenlere kadar bir çok olumsuz tepkiye maruz kaldım ama hiçbiri beni yıldırmadı. Söz konusu spor dalı ne olursa olsun insan sevdiği şeyi yapmalıdır. Sporu meslek edinenden tutun da hobi olarak yapanına kadar herkes her sporu yapabilir. Sporun cinsiyeti yoktur” dedi.

Ülkemizde kadın olmanın ve engelli olmanın ötekileştirilmek için yeterli olarak görüldüğünü dile getiren Sağlık ve Bilgiç “Kadın olmak, engelli olmak toplumda dışlanmak için yeterli bir sebepken buna bir de sporcu kimliği eklenince bu durum bir tabu haline geliyor. Bir toplum tabusu olarak kadın ve engelli sporcu demek yerinde olacaktır. Ve bizlere düşen görev de bu tabuyu başarılarımızla yıkmaktır.” diyerek sözlerini sonlandırdılar.

DSC_7535  DSC_7531

Etiketler: / / / / / / /

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ