Kahraman bir askerin halit oluş hikayesi
“Asım’ın Nesli Diyordum Ya Nesilmiş Gerçek İşte Çiğnetmedi Namusunu Çiğnetmeyecek”
O kahraman neslin evladıydı şehit uzman çavuş Halit Şiltak. Aklında vatan, yüreğinde iman aşkıyla omuzlandı bu kutlu askerlik görevini. Diğerleri gibiydi O da. Vatan uğruna gözünü kırpmadan, biran bile tereddüt etmeden can verenlerdendi. Bu kutlu toprakları kanıyla sulayanlardandı, diğer Halitlerden biriydi.
Kahraman bir askerin dünyaya gelişi
9 Eylül sabahı dünyaya geldi Kahraman Halit. onüç kardeşten biriydi, en yaramazı ve en çok sevgi dolu olanıydı. Annesinin göz bebeği, babasının aslan oğluydu. Hep askerlik hayali kurardı silah tuttuğu günleri üniforma giyerek uyandığı sabahları düşlerdi. O zamanlardan belliydi büyük bir kahraman olacağı. Sonunda hayaline kavuşmuştu. Çok istediği askerlik görevi için Halit çağrılmıştı, düğünmüş gibi sevindi. Isparta’daki kışlasına teslim oldu. Oradaki görevini büyük bir aşkla yapmaya başlamış, arkadaşları ve komutanları tarafından kısa süre içinde çok sevilmişti. Günler günleri kovalamış ve terhis zamanı gelmişti Halit’in. Baba ocağına dönen Halit içinde hala giderek büyüyen vatan aşkıyla yaşamaya başladı. Bir kere kapılmıştı bu sevdaya ne yaparsa yapsın vazgeçemiyordu. Tekrar asker olabilmek için uzmanlık sınavlarına girdi ve kazandı. Artık Halit uzman çavuş rütbesine yükselmişti ve Siirt’teki yeni görev yerinde çalışmaya başladı. Ara sıra ailesini ziyaret ederdi ve o ziyaretlerin birinde Halit’in kalbindeki vatan aşkına bir yenisi daha eklendi. Baba gibi gördüğü amcasının kızı olan Emine’ye aşık olmuş ve kısa sürede evlenmişti. Bu aşk dolu evlilikte Işıl adında güzeller güzeli bir kız çocuğu dünyaya geldi. Artık Halit tam bir aile olmuştu ama bu mutluluk uzun sürmedi.
Bir Yıldız Daha Kaydı Gökyüzünden ve Bir Ruh Daha Halit Oldu
O gece nöbet sırası Halit’teydi. Gece boyunca ayakta vatanı bekledi hiç yorulmadan, hiç sıkılmadan, elinde silahıyla aklında vatanı ve bayrağıyla, kalbinde ise Emine’si ve Işıl’ı ile. Nöbet tuttuğu gecenin sabahı tarifsiz bir huzur vardı içinde, anlam veremediği bir mutluluk. Mevzisinde bekliyordu. Kahraman nöbeti bittikten sonra dinlenmek için uzandı ve gökyüzüne doğru baktı, sanki sonsuzluğa bakıyordu. Sonra silah sesleri yükseldi ve kurşunlar yağmaya başladı. Ne olduğunu anlamak için doğrulmak istedi ama yapamadı hain kurşunlar delmişti. O tertemiz bedenini, gücünü tüketmişti çoktan ve Halit halit olmuştu bir ruh daha halitliğe karışmıştı.