Karanlık dünyanın aydınlık yüzü
Doğuştan görme engelli Ali Kılıç, hayatı boyunca karşılaştığı tüm engellere rağmen pes etmedi. Eğitim hayatı boyunca “Sen engellisin, okuyamazsın” diyenlere kulak asmayan ve okuma azmini hiçbir zaman yitirmeyen Ali Kılıç,şimdi bir Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi öğrencisi.
Samsun’un Çarşamba ilçesinde yaşayan 19 yaşındaki Ali Kılıç, doğuştan yüzde 97 görme engelli. Beş kez göz ameliyatı geçiren Ali 2 gözlük ve 1 büyüteç kullanıyor. Geçen yıl üniversite giriş sınavından 398 puan 39.934 başarı sıralamasıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünü kazanan Ali Kılıç “Sen engellisin, okuyamazsın” diyenlere kulak asmadan yoluna devam ediyor. Henüz 1. sınıf öğrencisi olan Ali, azmiyle hem üniversitedeki hocaları hem de arkadaşları tarafından takdir edilen bir öğrenci.
Ali artık Üniversiteli
Öğrenim hayatına Çarşamba Dumlupınar İlkokulunda başladığını söyleyen Ali Kılıç “Görme engelimin okumama engel olmayacağı konusunda beni teşvik eden ilkokul öğretmenim Ali İlhan, bana okumayı öğretmek için kabartmalı harfler ve büyük yazan kelimeler getirdi. Öğretmenimden aldığım ilhamla ve gösterdiğim çabayla ortaokulu bitirdim. Lisede ise durum biraz değişti. Okuldan çıkış saatimde hava kararmış oluyordu ve ben karanlıkta göremiyorum. Bu sebeple öğretmenlerim aileme sorumluluk almak istemediklerini, açık öğretimde daha kolay okuyabileceğimi söylediler. Ben de açık öğretimde okumaya karar verdim.” diye konuştu. Üniversiteyi kazanınca tekrardan örgün okumanın mutluluğunu yaşadım diyen Kılıç, Üniversiteye geldiğimde okul sevgisini yeniden hatırladım. Öğretmenlerim ve arkadaşlarım beni sevgiyle aralarına aldılar. Emeğimin karşılığını aldığımı düşünüyorum, çalışmalarıma burada da devam edeceğim. ” dedi.
“Annem ve babam benim gören gözlerim oldu’’
En büyük yardımcı ve destekçisinin anne ve babası olduğunu ifade eden Kılıç “ Annem ortopedik engelli, babam ise evde bizimle ilgileniyor. Evde annem ve babam bana ders kitaplarını okuyarak benim gören gözlerim oldular. Açık öğretim lisesini başarıyla bitirdim. Sınava hazırlanma aşamasında bol bol test çözdüm, üniversiteye girme hayalimden hiçbir zaman vazgeçmedim.” şeklinde ifade etti.
Görme engelli oluşumuz sosyal olarak engel
Akademik kazanımların yanı sıra insancıl kazanımları da üniversitede öğrenildiğini belirten Kılıç “Engellilere karşı duyarlılığın artması için her üniversitede engelli kişiler olmalı. Engelli bireyleri, insanların ve toplumun ahlaken olgunlaşması için açılan bir pencere olarak görüyorum. Toplumumuzda sadece görme engellilere karşı değil bütün engellilere karşı acıyarak bakıyorlar, engellilere duyarsız davranıyorlar bu durum bizi çok üzüyor. Göremiyor, yürüyemiyor ya da konuşamıyor oluşumuzdan değil toplumun bizi soyutlamasıyla engelli haline geliyoruz. Görme engelli kişiler gören insanlardan daha üstün ya da daha aşağıda değiller.Hak ettiğimiz yere gelmek istiyoruz, dışlanmak ya da sorun olarak görülmek istemiyoruz.” dedi.
“Kör kelimesini asla kabul etmiyorum’’
Söylemin önemini vurgulayan Kılıç “ Kör kelimesini asla kabul etmiyorum. Körlük, kişinin kalbiyle dahi görememesi, Yaradan’ını tanıyamaması, kendi ışığının ve yapabileceklerinin farkında olmamasıdır. Nasıl ki ceza infaz kurumuna cezaevi demiyorsak görme engellilere özel eğitim veren okullara körler okulu denilmemeli, bu şekilde kullanılan kelimeler bizi incitiyor. Görme engellilerin işitsel duyguları gelişmiştir ve her şeyden önce bizim de hislerimiz var. ”şeklinde konuştu.
“Cehaletin karanlığına hapsolmamalıyız’’
Kılıç “Herkes benim kadar şanslı olamayabiliyor, benim okula gitme imkânım var. Fakat köylerde kasabalarda okula gitme imkânı olmayan, kendine olan güvenlerini yitirmiş cehaletin karanlığına hapsolmuş görme engelliler var. Ülkemizde 17 tane görme engelli okulu var ve bu sayıyı yetersiz buluyorum. Engelliler için imkânlar sınırlı. Bütün şehirler engeli olmayan insanlara göre tasarlanmış. Maalesef Çarşamba’da sarı çizgili yollar yok okula gelirken babam bana eşlik ediyor. Yanımızda birileri olmadan bir yerlere gidebilmemiz çok zor. Eğitim alanında, sosyal ve ekonomik alanda yaşandığımız sıkıntıları dile getirebileceğimiz bir bakanlık olmalı ve bizleri temsil etmeli. Engelli kişiler de mecliste yer almalı sesimizi duyurmalı.” dedi. Çarşamba’daki görme engellilerin sosyalleşebileceği bir dernek kurulmasını öneren Kılıç “Görme engeli sadece sağlık engeli olarak kabul edilmeli, sosyal engel olarak algılanmamalı” şeklinde konuştu. Nasrettin Hoca’nın damdan düşeni getirin fıkrasını anlatarak kendisi gibi görme engelli olanlara destek olmak istediğini dile getiren Kılıç, “Bunları ajitasyon yapmak için anlatmıyorum, engelli insanlarında başarabileceğini hem engellilere hem de engelsizlere fark ettirmek istiyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Dünyada 40 Milyon görme engelli var. Ali Kılıç bu kişilerden sadece biri. Ali’nin azmi ,hayatla olan mücadelesi ,okuma isteği bütün insanlara hikayesiyle örnek olmalı.