Törenin karşısında dimdik bir kadın
Gül Yasemin Yeten. Mensup olduğu aşiretin okuyan tek kızı. Gül Yasemin, töre ve aşiret baskılarına rağmen “Törenin bir parçası olmayacağım” diyerek geleceğe emin adımlarla yürüyor.
IŞMITA Aşireti’nin Hacılar koluna mensup 5 çocuklu bir ailenin en büyüğü olan 20 yaşındaki Gül Yasemin Yeten, 1 yıl önce üniversite okumak için Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinden Samsun’a geldi. Gül Yasemin, Ondokuz Mayıs Üniveritesi İletişim Fakültesi halkla İlişkiler ikinci sınıf öğrencisi. Kürtçe ve Arapça biliyor.
“ Oku, kendini kurtar”
Aşiretin okuyan tek genç kızı olan Yeten, eğitimi için çıktığı zorlu yolda maddi ve manevi pek çok zorluğa göğüs geriyor. Aşiret ve törenin yanı sıra annesinin de ağır baskıları altında kalan Yeten’in bu zorlu süreçte tek destekçisi babası.
Yasemin daha orta okuldayken annesinin ve aşiretin evlendirme baskısıyla yüzleşmiş. Aşiretin tüm baskılarına karşı babası, benim kızım okuyacak diyerek aşirete boyun eğmemiş.
“YGS Sınavına gireceğim gün kahvaltıdaydık, babam ‘Ben senin okumanı kendini kurtarmanı istiyorum, sakın gaflete kapılma kızım ben sana güveniyorum. Evde kaldım, arkadaşlarım evlendi diye sakın düşünme, sen öyle yerlere geleceksin ki önümüze taş koyan, çukur kazan herkes imrenecek sana. Kendini düşün beni düşün sakın hata yapma, yoksa sende mahvolursun, bende” dedi
Ailede yapılan her şeyde aşiretin etkisi olduğunu vurgulayan Yeten, ” Bana destek olduğu için babam defalarca tehdit edildi. Ancak babam tüm baskı ve zorluklara rağmen bana destek olmaya devam ediyor “şeklinde konuştu.
“Okumak kız kısmının neyine”
“Törelerin kadınlara dair belli ve değişmez katı kuralları vardır. Kapalılık, konuşmamak gibi. Eğer bunları yapmazsanız şiddet ve ev hapsi gibi ağır yaptırımlara maruz kalırsınız. Sevgilinizin olması, birine kaçmanız gibi daha ağır hatalar olarak nitelendirilen durumlarda cezalar daha da ağırlaşır. Mensup olduğunuz aile dövülür, en kötüsü öldürülür. En ufak yanlış anlaşılmada eğer kanıtlayamazsanız yargısız infaz yapılır. Kadınlar mal gibi eşya gibidir bizim oralarda alınır, satılır, dövülür, öldürülür” diyen Yeten, bunları yaşamamak ve susturulmamak için okumak istediğini ifade etti.
Annesinin kendisine hiç destek olmadığını belirten Yeten,“Annem üniversite için çalışacağım zaman elimden kitabı alır ve fırlatırdı, okumak kız kısmının neyine diye bana iş buyururdu. Bu yüzden geceleri ondan gizli gizli çalışırdım. Hayallerimden bahsettiğimde çok hayallere kapılma ağır düşersin derdi. Bizim oralarda kız çocuklarına güvenilmediğinden annem bana güvenmez. Başıma bir şey gelmesinden, kendisine gelecek zararlardan korkar. Çünkü kız çocuğuyum. Bizim oralarda kız çocuklarına güvenilmez” dedi.
Eğer annemi ve akrabalarımı dinleseydim şu anda aşiretteki yaşıtlarım gibi benim de 2-3 çocuğum olurdu diyen Yeten, üniversite okuduğu ilk sene yaz tatilinde gittiği memleketinde evlendirilmek için tehdit edildiğini, bu nedenle okuduğu süre zarfı boyunca Şanlıurfa’ya dönmek istemediğini söyledi.
“Ben kadınım benim de haklarım var”
Kadının istediği her şeyi yapabileceğini ifade eden Yeten, “Dur deyin! Ben kadınım benim de haklarım var deyin, korkmayın! Şu an biri bana en kötüsü iftira atsa kendimi savunurum, önceden olsa savunamaz ve kanıtlayamazdım belki de. Belki de ölmüştüm. Artık dışarıyı gördüm, haklarımı biliyorum. Benimde haklarım varmış. Kendimi savunabilirim artık o gücüm var. Sizin de haklarınız var, istemediğiniz bir şeyi söyleyin, abinize babanıza ailenize akrabalarınıza. Dayak mı yiyeceksiniz? Direnin, susmayın. Konuşun, sessiz oldukça bu düzen değişmeyecek” dedi.
Ailesinden maddi destek göremeyen Yeten, geçimini mağazalarda, anket çalışmalarında, restaurant ve cafelerde çalışarak ve devletten aldığı burs ile sürdürüyor. Yeten, bursunun bir kısmını da ailesine gönderiyor.