Sosyal Medya Gençleri Bağlantı Kurmaya Teşvik Ederken Yalnızlaştırıyor

Sosyal medya, günümüzde gençlerin hayatında önemli bir yer tutuyor. Dünyaya açılan bir kapı olarak görülen sosyal medya platformları, gençleri bir yandan sosyal bağlar kurmaya teşvik ederken diğer yandan onları yalnızlaştırma riski taşıyor. Uzman Klinik Psikolog Esra Şengül, sosyal medyanın gençlerde ortaya çıkardığı yalnızlık hissini, dijital bağımlılığın olumsuz etkilerini ve yaşanan olumsuzluklarla ilgili başa çıkma yöntemlerini açıkladı.

Gençlerin, günlük yaşamlarının büyük bir kısmını sosyal medyada geçirdiği ifade ediliyor. Uzmanlar, yüz yüze iletişimdeki etkileşimin, sosyal medyada gerçekleşen sanal sosyalleşmeyle sağlanamayacağını sıklıkla vurguluyor. Gençlerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarının giderek artması ise birçok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. Sosyal medya kullanımının gençlerde yalnızlık hissini artırdığını belirten Klinik Psikolog Esra Şengül, “Sosyal medya güçlü bir iletişim aracı olsa da yüz yüze ilişkilerin derinliğini sunamıyor. Gençler, sosyal medyada gerçek bağlar kuramadıkları için yalnızlık hissine kapılabiliyor.” dedi.

Pennsylvania Üniversitesinde yapılan bir araştırmada da sosyal medya kullanımının gençlerde yalnızlık hissini artırdığı ifade ediliyor. Araştırmaya göre günde 30 dakikadan fazla sosyal medya kullanan gençler, daha az kullananlara nazaran daha yalnız hissediyor.

Gençlerin Yalnızlık Çıkmazı

Sosyal medyada yaygın olan bir şeyleri kaçırma korkusunun (Fear of Missing Out/FOMO), gençlerde yalnızlık hissini derinleştiren faktörlerden biri olduğuna değinen Klinik Psikolog Esra Şengül, “Başkalarının hayatlarını sürekli gözlemleyen gençler, kendi yaşamlarını yetersiz bulabiliyor. Sosyal medyada gösterilen ‘ideal’ hayatlar, gençlerin kendilerini eksik ve yetersiz hissetmelerine neden oluyor.  Sosyal medya, gençlere kısa süreli bir kaçış sunsa da uzun vadede daha derin bir yalnızlık hissine yol açabiliyor.” şeklinde konuştu.

Sosyal Medyanın Gizli Tuzakları

Sosyal medyanın yarattığı bağımlılık döngüsüne de değinen Şengül, “Sosyal medya platformlarının algoritmaları, kullanıcıların daha fazla vakit geçirmesi için tasarlanmış durumda. Her beğeni, yorum ya da bildirim kısa süreli bir mutluluk sağlayarak dopamin salgılanmasını tetikliyor. Ancak sosyal medyada yapılan beğeni, yorum ya da bildirim kalıcı olmadığı gibi yalnızlık hissini de güçlendiriyor. Her bildirimde anlık bir mutluluk yaşayan gençler, bu hissi tekrar tekrar ararken gerçek hayattan kopabiliyor. Bu durum, yalnızlık hissini artıran bir kısır döngüye dönüşüyor.” ifadelerini kullandı.

Farklı Yalnızlık Türleri

Sosyal medyanın yalnızlık üzerindeki etkisi yaş gruplarına göre farklılık gösterebiliyor. Gençlerde yalnızlık genellikle sosyal medya platformlarında kurulan yüzeysel ilişkilerden kaynaklanırken, yaşlılarda yalnızlık daha çok gerçek dünyadaki sosyal bağların kopmasıyla ortaya çıkıyor. Psikolog Şengül, “Gençler, sosyal medyada birçok kişiyle bağlantı kurabiliyor ancak bu ilişkiler derin olmadığı için yalnızlık hissi güçleniyor. Yaşlılarda ise yalnızlık, daha çok fiziksel izolasyondan kaynaklanıyor. Sosyal medya, yaşlılar için bir sosyal destek hissi sağlayabilirken, gençlerde bu destek genellikle yeterince tatmin edici olmuyor.” dedi.

Ebeveynlere ve Eğitimcilere Büyük Sorumluluk Düşüyor

Klinik Psikolog Esra Şengül’e göre gençlerde sosyal medya bağımlılığı ve yalnızlık hissiyle mücadelede ebeveynlerin ve eğitimcilerin rolü oldukça büyük.

Sosyal medya bağımlılığıyla ve yalnızlık hissiyle mücadelede ebeveynlerin çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmesinin, çocuklarını yüz yüze iletişime teşvik etmesinin önemli olduğuna değinen Klinik Psikolog Esra Şengül, “Ebeveynler, gençlerin sosyal medya kullanımını sınırlandırmalarına yardımcı olmalı ve onlarla daha fazla kaliteli zaman geçirmeye çalışmalı. Ayrıca okullarda dijital okuryazarlık dersleri verilerek gençlere sosyal medya ile sağlıklı bir ilişki kurmaları öğretilmeli.” dedi.

Haber: Zerda Baz

Tasarım: Halime Cansu Erdal, Merve Tural