Denetimli Serbestlikte İletişimin Rolü Paneli
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ve Çarşamba Cumhuriyet Başsavcılığının gerçekleştirdiği protokol kapsamında “Denetimli Serbestlikte İletişimin Rolü” paneli gerçekleştirildi.

İletişim Fakültesi konferans salonunda, moderatörlüğünü Öğr. Gör. Onur Şen’in üstlendiği, konuşmacı olarak Çarşamba Denetimli Serbestlik Müdürü Habil Kanoğlu ile Denetimli Serbestlik Uzmanı İlknur Koca Değim’in yer aldığı panel, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Onur Bekiroğlu, Dekan Yardımcısı ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sinan Kaya’nın yanı sıra akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi.


“Doğru Dil, Doğru Algıyı Yaratır”
Panelin açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Bekiroğlu, “Denetimli serbestliğin medya ve iletişim boyutu, temsil boyutu son derece önemli bir olaydır. Evet, kurumlar çalışıyor, faaliyetler icra ediyor, etkinlikler yapıyor ama nihayetinde bunlar medya, gazeteciler ve televizyoncular aracılığıyla topluma, kamuoyuna duyuruluyor. İşte bu noktada tam da o ifadede yazdığı gibi, doğru dil, doğru algıyı yaratır.” diyerek medyanın toplumsal bilinç oluşturmadaki önemine vurgu yaptı.

Odak Toplumsal Barışın Tesisi
Panelin moderatörlüğünü üstlenen ve denetimli serbestlik uygulamalarıyla ilgili toplumda yanlış bir algının olduğunun altını çizen Öğr. Gör. Şen, “Ceza hukukunun temelinde toplumsal barışın sağlanması yer almaktadır. Ceza hukuku, klasik bağlamda suç işleyen bireylerin cezalandırılmasıyla toplumsal barışın sürekliliğini sağlamaya çalışmıştır. Modern ceza hukukunda ise cezalandırmanın dışında suç işleyen bireylerin tekrar topluma kazandırılabilmesi için rehabilitasyon süreçlerine de yönelim başlamıştır. Denetimli serbestlik faaliyetleri bunun en önemli örneklerinden biridir. Bununla beraber denetimle serbestlik uygulamalarının kitlesel iletişim araçlarıyla bahsedilen hususlar dışında cezasızlık olarak söylemselleştirilmesi, yanlış bir algı, yanlış bir kamuoyu oluşturma süreciyle sonuçlandırılmaktadır.” dedi.

Denetimli Serbestlik Suç İşlemeyi Azaltır
Konuşmasında denetimli serbestlik sisteminin yapısını ve işleyişi hakkında bilgi veren Kanoğlu, “Yükümlüler cezaevinden çıkarak geliyorlar ya da cezaevini görmeden önce ilk durakları biz oluyoruz. Eğer bizde süreci sağlıklı tamamlarlarsa ceza infaz kurumuna gelmiyorlar. Gelen yükümlüler için cezaevlerinde psikolog, spor salonu, sinema gösterisi, tiyatro gösterisi var. Bunlar denetimli serbestlik cezaevi nüfusunu ve serbestlik suç işlemeyi azaltır.” diye söyledi ve kurumun 20 yıllık geçmişine değindi.
Çalışma koşullarında personellerinin kayıt işlemleriyle titizlikle ilgilenildiğini söyleyen Kanoğlu, “Yeni gelen personelin kayıt işlemleri yapıldıktan sonra kişinin taşıdığı riskler öncelikle zarar görme riski, ikincisi de zarar verme riski tespit edilir. Yine bilimsel çalışmalar ışığında oluşturulan bir sistem var, ARDEF ismi verilen Araştırma Değerlendirme Formu var. Kimine öfke kontrolü programı, kimine madde bağımlılığı programı, kimine yaptığı suçun unsuruna bakılarak ona uygun bir denetim planı uygulanır.” dedi.

Denetimli Serbestlik İletişimin Önemli Bir Misyonu
Panelin devamında iletişimin onarıcı adalet sistemindeki rolüne değinen Değim, “Hepimiz aslında birer denetimli serbestlik müşterisiyiz. O yüzden bizler ikinci şansın gücüne ve toplumda yeniden bağ kurmanın gücüne inanıyoruz. Burada iletişimin çok önemli bir role ve güce sahip olduğunu biliyoruz. O yüzden sizler, genç iletişimciler olarak, bu noktada toplumsal anlamda büyük görevlere sahipsiniz.” şeklinde konuştu.
Ayrıca iletişimin empati kurmada önemli bir araç olduğunu vurgulayan Değim, “Fail, mağdur ve toplum arasında bir denge kurulması gerekiyor. Bu dengenin sağlanması, hiçbirinin zarar görmemesi, incinmemesi ama failin yapmış olduğu davranışın sorumluluğunu da almasını sağlamak demektir. Onarıcı adalet sistemi dediğimiz, denetimli serbestlik bunun bir parçası ve bu sistemin çok önemli bir misyonu. Yine ön yargıları azaltıp empatiyi artıracak olan sizin kullanacağınız iletişim dili. Yani hem suçluyu hem de mağduru anlamamız gerekiyor.” dedi.

İletişim öğrencilerini gelecekte yürütebilecekleri ortak projelere davet eden Değim, “Bu noktada kapımız sizlerden gelecek olan desteğe de katkıya da açık. Mesela çocuklar bizim için sahada çalıştılar, sahada veri topladılar, röportajlar yaptılar, pek çok çalışmayı birlikte yürütebildik. Öğrencilerin bize artı değer katmanın yanında kendileri için de son derece verimli bir deneyimle bizden ayrıldılar.” ifade etti.
Panel, öğrencilerin sorularının yanıtlanmasının ardından Prof. Dr. Bekiroğlu ve Doç. Dr. Kaya’nın teşekkür belgelerini Kanoğlu’na ve Değim’e takdim etmesiyle sona erdi.



Haber: Mert Şenel, Ural Baka, Serhat Tuncer, Zeynep Aydemir
Fotoğraf: Meriç İrtegün, Serkan Beyazkaya, İsra Yılmaz, Ece Topatay

