Ondokuz Mayıs Üniversitesi - İletişim Fakültesi - Uygulama Gazetesi -

Samsun’da gazeteci olmak

Samsun’da gazeteci olmak
  • 15.02.2016
  • Samsun’da gazeteci olmak için yorumlar kapalı
  • 5.299 kez okundu

Her gazeteci farklı yerlerde, farklı sorunlar peşinde heyecanla haber kovalar. Aynı heyecanla deklanşörüne basar, kalemine sarılır. Bu heyecanı kaybetmeden yıllardır habercilik yapan Samsun’un deneyimli gazetecilerini 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla ziyaret ettik.

Samsun’un deneyimleri gazetecileri ile gazetecilik mesleğinin zorluklarından teknolojinin medya sektörü üzerindeki etkilerine, habercilik kurallarından gazetecilerin çalışma koşullarına kadar pek çok konuyu Genç İfade Ekibi olarak sizler için konuştuk….

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nasıl ortaya çıktı?

Dönemin gazete patronları, 10 Ocak 1961’de yürürlüğe giren 212 Sayılı Yasa’nın, önce çıkmaması, çıktıktan sonra da değiştirilmesi için büyük çaba sarf eder. Ancak başarılı olamamaları üzerine lokavt ilan ederler. 10 Ocak 1961 Salı günkü Milliyet, Hürriyet, Akşam, Cumhuriyet, Tercüman, Vatan, Dünya ve Yeni Sabah gazeteleri, altında bu gazetelerin patronlarının imzalarının bulunduğu bir duyuruyla çıkarlar. Adı geçen gazeteler 11 Ocak 1961 Çarşamba gününden itibaren 3 gün çıkmama karar alır.  Bu patron eylemi, o güne kadar Türk basın tarihinde örneğine rastlanmayan bir durumdur.  Ancak beklenmeyen bir başka olay gerçekleşir: Bildirinin yayımlandığı gün gazetelerin yazı işleri müdürlerinin çoğu gazetelerin künyelerinden isimlerini çekerler. Bu arada basın çalışanları, boykot süresince gazete patronlarının denetiminde olmayan matbaalarla anlaşma yaparak “Basın” adlı bir gazete çıkarırlar.  Sonuçta, Bab-ı Âli’de patron eylemi kırılır ve 212 sayılı yasa Milli Birlik Komitesi tarafından onaylanır. 212 Yasa’nın çıkarılması, çalışan gazetecilerin büyük dayanışması ve mücadelesi sonucu kazanılmış bir hak olarak basın tarihimize geçer. O günden sonra 10 Ocak günü “Çalışan Gazeteciler Bayramı” ilan edilir. Her yıl bu tarihte gazeteciler düzenledikleri etkinliklerle bugünü anarlar, sektöre dair sorunları ve çözüm önerilerini tartışırlar.

Gazeteciler meslek hayatlarında ne gibi zorluklarla karşılaşıyorlar?

“Doğal bir döngü olan hava şartları bile bu meslek için zorluktur. Bunun yanı sıra en büyük zorluğu tabi ki insanlar çıkarıyor. Tehdit, saldırı gibi birçok tacize maruz kalabiliyoruz. Özellikle habere konu olan kişiler tarafından karşılaştığımız durumlar bunlar.” – Bayram OK, Haber Gazetesi Muhabiri

“Gazetecilik mesleği zevkli olduğu kadar, yorucu ve zorluklarla dolu bir meslek. Genelde en çok sıkıntıyı polis-adliye muhabirleri yaşıyor. Ben de yaklaşık 15 yıl polis-adliye muhabirliği yaptığım için bu sıkıntıları iyi biliyorum. Saldırıya uğradığınız, fotoğraf çekerken zorluklar yaşadığınız anlar oluyor.”– Okan ARALAN Haber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü

“Bu meslekte büyük zorluk bürokrasiyi yenmek.  Bunun yanı sıra haberi yapılan kişiler tarafından sözlü tacize maruz kalabiliyoruz.” – Hakan ÇELİKBAŞ, DHA Samsun

“Bir kameraman olarak meslek hayatımda karşılaştığım en büyük zorluk kalabalıktan dolayı rahat kareler alamamak. Öyle ki kalabalık ortamlarda adeta izdihamın ortasında kalıyoruz. Bu ortamda asıl kareyi yakalamak çok zor. Onun dışında yeri geliyor hakarete maruz kalıyoruz. Ama tüm bunları bir zaman sonra duymamaya başlıyoruz.”– Mehmet GENÇALİ, TRT Samsun
gencifade.omu.edu.tr

 Gelişen teknolojinin basın sektöründeki olumlu-olumsuz etkileri neler?

“Teknoloji ilk olarak zaman kaybının önüne geçti. Günümüzde kullanılan gelişmiş fotoğraf makineleri ve bilgisayarlar zaman kaybını önlüyor. Olay yerinde çektiğiniz bir fotoğrafı ve yazdığınız haberi, internet aracılığıyla gazetenize anında iletebiliyorsunuz. Bu konuda geçmiş yıllarda büyük zorluklar yaşanıyordu. Eskiden bir futbol karşılaşmasından gazeteye fotoğraf yetiştirebilmek için zamanla yarışıyorduk. Maçın ilk 5-10 dakikasından çektiğimiz fotoğrafları görebilmek için önce filmi banyo ettiriyor, sonra güzel olan enstantaneleri karta bastırıp, telefoto denilen cihazla gazeteye ulaştırıyorduk.”– Okan ARALAN

“Teknolojinin gelişmesiyle birlikte özel haber diye bir kavram kalmadı. Yapılan haber hemen bütün internet sitelerine düştüğü için özel haber anlamında sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Örneğin eskiden haberi ve görüntüyü zarflayıp İstanbul’a gönderirdik ve haber bir gün sonra çıkardı. Şimdi teknoloji öyle ilerledi ki yazdığınız haber yarım saat bile sürmeden yayılıyor. Teknolojiyle gelen hızlı değişim haberin doğru yayılması konusunda da bir takım sorunları beraberinde getirdi. Özellikle trafik kazası haberlerinde bilgi kirliliği olabiliyor.” – Hakan ÇELİKBAŞ

“Teknoloji öyle gelişti ki artık her an her yerden haberi geçebiliyoruz. Haberi yapmak için dağdan bile görüntü almaya çalıştığım zamanları biliyorum. Teknoloji uğraşmadan iş yapmayı beraberinde getirdi. Fakat ben bu işin zahmetli tarafını seviyorum. Bir haber için saatlerce uğraşmayı, o haber üzerinde çalışmayı seven biriyim. Teknoloji hareket kabiliyetini öldürdü.” – Mehmet GENÇALİ

“Teknolojinin gelişmesiyle hızlı haber akışını sağlamak gerekli oldu. Bu durumda haber yayılırken doğruluğunu zedeleyecek şeyler olabiliyor. Zaman kısıtlı olduğundan haber kaynağı eksik olabiliyor ya da haberde yazılmaması gereken şeyler yazılabiliyor. Fakat bu eksiklikleri, yanlışlıkları mesleğimizin verdiği tecrübeyle bir şekilde düzeltilip kapatabiliyoruz.”- Bayram OK 

gencifade.omu.edu.tr

Bir muhabirin haber yazarken temel kriterler neler olmalı?

“Haber yazarken her gazeteci gibi 5N1K kuralına dikkat ediyorum, fakat öncelikli kriterim vicdandır.” – Bayram OK

 “Yaptığımız haberin direkt olarak vatandaşı ilgilendirmesi gerekiyor. Biz köşe yazarı değiliz, yorum yapamayız. Daha çok birleştirici, insanların ve toplumun birlik ve bütünlüğüne aykırı olmayan haberler yapıyoruz. Örneğin bir cinayet haberinde polisten önce olay yerinde olabiliyoruz. Bu durumda olay yerinde haber yapmak için polisten önce müdahale etmiyoruz. Bir gazeteci bir haberde delilleri yok etmemek adına güvenlik güçlerinin kurallarına uymalıdır. ” – Mehmet GENÇALİ

“Haber oluşturmanın elbette kuralları var, fakat temel kriter kişinin haklarına, hürriyetine ve aile yapısına zarar vermemektir.” Hakan ÇELİKBAŞ

gencifade.omu.edu.tr

Sarı basın kartı bir gazeteci için ne ifade eder?

“Sarı basın kartının imkânları eskidendi. Şu an belediye otobüsleri ve tramvaylarda ücretsiz yolculuk yapabiliyoruz. Onun dışında hiçbir fonksiyonu yok.” – Bayram OK

“Sarı basın kartı daha önceki dönemlerde gazetecilere birçok imkân sunmuş. Şimdilerde de ulaşımda çeşitli imkânlar sağlıyor. Fakat ben sarı basın kartımı sadece onursal anlamda kullanıyorum. Bu kart benim için onurdur.” – Hakan ÇELİKBAŞ

“Ben bu meslekte alaylıyım. Okuyamadığım için sarı basın kartı alamadım.  Zaman zaman bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Fakat bu dönemde sarı basın kartının çok bir önemi kalmadı. Sarı basın kartının olmaması sadece bir onur anlamında üzücü.”– Mehmet GENÇALİ

Gazetecilik mesleğindeki heyecan ve gurur sizin için ne anlama geliyor? 

“Bir cerrah düşünün. Meslek hayatının ilk ameliyatında mutlaka heyecanlanır. Hele ki o ameliyattan başarıyla çıktıysa. Bizim meslek de tıpkı böyledir. Ulusal çapta yayımlanan bir haberin müthiş bir gururu, heyecanı vardır. Fakat bu durum zamanla doğal hale geliyor.”– Hakan ÇELİKBAŞ

“Yaptığım bir haberin başarılı olduğunu görmek beni çok mutlu eder. Hele ki haberimin ulusalda yayımlanması en büyük gurur kaynağımdır.” – Mehmet GENÇALİ

Gazetecilik mesleğinin sermaye sahiplerinin yönetimi altında gerçekleşmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? 

“Eskiden gazetecilik mesleği ile sadece gazetecilik mesleğine mensup kişiler uğraşırdı, ama artık bu değişti ve meslek sermaye sahiplerine kaldı. Çünkü daha fazla kitleye ulaşmanın ve hitap etmenin yolu maddiyattan geçiyor. Gazeteciler de bu maddi güce sahip değil.” – Bayram OK

“Yıllar önce gazete patronları gazetecilerdi. Bizim gibi sokağa çıkmış, fotoğraf çekmiş, küfür yemiş, saldırıya uğramış ve bu aşamaları geçip gazete patronu olmuş kişilerdi. Bu tür patronların çalıştırdığı insanların sosyal hakları daha düzgün oluyordu. Fakat şimdi böyle bir durum yok. Gazeteler bir yatırım kaynağı olarak görülüyor. Meslek, içinden gelenlerden ziyade sermaye sahiplerinin elinde. Oysa gazetecilik bu değil. Şu an sermaye sahipleri bu yenilikleri uygulayacak ve yakalayabilecek güçte olduğundan ve ülkemizin siyasal yapısından da kaynaklı olarak bu meslek ticari bir yatırım olarak görülüyor.” – Hakan ÇELİKBAŞ

Meslekte unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

“1997 yılında Samsun Cezaevi’nin müdürü öldürülmüştü. Ben de o sırada Samsun Devlet Hastanesi acilinde idim. O zaman iletişim araçları da o kadar gelişmiş değil tabii. Hastaneye getirilen adamın fotoğraflarını çektim. Üstelik filmli makine var elimde. O sırada orada bir gardiyan fotoğraf çektiğim için bana saldırdı ve fotoğraf makinesini vermediğim için darp etti. Ben vermemekte ısrar ettim. Bunun üzerine oradaki bütün gardiyanlar üzerimde davul çalarcasına dövdüler beni. Makinenin kapağını açtım film sarma tekniği ile filmi geri sayıp yırttım gerisini bıraktım ve makineyi verdim. Çünkü dayanacak gücüm kalmamıştı. Gardiyanlardan biri makineyi alıp kapağını açtı ve gülerek ‘Film takmayı unutmuş, boşa dövdük’ dedi. O sıra oradan kaçıp gittim. Daha sonra gazeteye gelip filmi yıkattık ve fotoğrafları çıkarttık. Müdürün ölmeden önceki son fotoğrafları bir tek bende vardı. Bu olay üzerine gazetemden bir çeyrek altın ödülü almıştım.” – Bayram OK

Mesleğe yeni başladığımda akşam saatlerinde Kirazlık bölgesinde park halindeki bir tırın altına araç girdi. Arabanın içinde 2 ya da 3 ölü vardı. Pozisyonları çok kötüydü çok etkilendim. Fotoğraf çekerken ellerim titredi.” – Hakan ÇELİKBAŞ

“Samsunspor kazası benim ikinci haberimdi. Öyle korkunç bir ortamdı ki. Kimi oğlunu, kimi eşini feryatlar içinde arıyordu. Oğlum yaşıyor mu, eşim yaşıyor mu sorularının içinde çekim yaparken elim ayağım titredi. Hala da hatırladıkça duygulanırım.” – Mehmet GENÇALİ

17 Ağustos Depremi’nin ardından Sakarya’da 20 gün görev yaptım ve o dönemde tek kişilik çadırda kaldım. Ardından Düzce Depremi’nde bina içindeydim ve sallantı sırasında 2. kattan aşağıya atlamıştım.” – Okan ARALAN 

gencifade.omu.edu.tr

İleride gazetecilik mesleğini tercih edeceklere tavsiyeleriniz nelerdir?

“Çok meşakkatli ve ekonomik anlamda doyurucu bir meslek değil. Bunları göze alabilecek olanlar bu mesleğe yönelsin.” – Hakan ÇELİKBAŞ

“Gerçekten zor bir meslek. Her şeyi göze almadan bu mesleğe başlamak doğru olmaz. Tüm zorlukları, artı ve eksilerini göze alıp yola çıkanlar çok çok başarılı olup bizlerin de üstüne gelebilir. Ne demişler boynuz kulağı geçermiş.” – Bayram OK

“Bu meslekte en önemli şey gazetecinin duruşudur. Bir gazeteci gerek giyimiyle gerek dürüstlüğüyle duruşunu ortaya koymalıdır. Bunları yapan gazeteciler bu meslekte muvaffak olur.” – Mehmet GENÇALİ

gencifade.omu.edu.tr
Gazeteciliğe Adanmış Bir Ömür…

Erdal Cansu. 74 yaşında ve 50 yıldır gazetecilik yapıyor. “Basın-yayın okumadım, çekirdekten yetiştim” diyen Cansu,  tüm zorluklara rağmen gazetecilik mesleğini halen çok severek yapan bir isim.

“Tam 50 senedir basın sektöründeyim. Yaş 74, hala Samsunspor stadında  sahalarda genç kardeşlerimizle çalışıyoruz. Basın-yayın okumadan çekirdekten yetişme olarak, Samsunspor sevdamla bugünlere geldim. A’dan Z’ye sporla uğraştım. Hep yeşil sahalara gidip idmanları, seyretmek, transferleri takip etmek, yöneticilerle karşılıklı oturup detaylar çizmek beni mutlu etti. Meslek hayatımızda birlik ve beraberlik içerisinde güzel günler geçirdik. Özellikle spor muhabirliği yapacak olan stajyer arkadaşlarımız girişken ve hareketli olmak zorunda. Yöneticilerle ve futbolcularla iyi ilişkiler içerisinde bulunmalı, birlik ve beraberliği simgelemeli. Bizim amatörden yetiştiğimiz mesleğe siz bilimsel yönüyle üniversite okuyarak detaylı bir şekilde bilgiler edinerek yetişiyorsunuz. Aldığı eğitimle deneyimi harmanlayarak, okulda öğrendiğini gerçek yaşamla birleştirerek girdikleri gazetelerde aktif hale gelebilirler. Ayrıca bu meslekte tutunabilmek için alçak gönüllü olmak gerek.”

gencifade.omu.edu.tr

“Genç İfade öğrenciler için çok güzel bir deneyim, bir an önce gazeteyi elime almak için can atıyorum.”

Meslek büyüklerimizle yaptığımız sohbetlerden kulağımıza bir çok küpe ediniyor ve bir an önce bu bayrak yarışına dahil olmak istiyoruz. Bu zor meslekte hak ve özgürlüklerinin tam anlamıyla sağlandığı bir dönemi sabırsızlıkla bekliyoruz.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’müz kutlu olsun!

Etiketler: / / / / / / / / / / /

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ