Sine-Düş Topluluğu Ahmet Atalay İle Buluştu
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi öğrencileri Sine-Düş Topluluğu Film Yazarı ve Yönetmen Ahmet Atalay ile çevrimiçi söyleşide bir araya geldiler.
Mission Impossible, 13 Saat, Transformers gibi yapımların fragmanlarını yapan, The Cure kısa filmi ile sinemaseverlerden olumlu eleştiriler alan ve Yönetmen Alper Çağlar ile yönetmenlik koltuğunu paylaşacağı 2022’de yayınlanması beklenen BÖRÜ 2039 dizisinin yönetmeni Ahmet Atalay ile yapılan çevrimiçi söyleşide öğrenciler keyifli bir akşam yaşadı.
Film sektörü ve daha birçok konunun konuşulduğu söyleşide moderatörlüğe Sine-Düş Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Filiz Erdoğan Tuğran üstlendi.
“Kendinizi her zaman geliştirin”
2001 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nden mezun olunca 2002 yılında Manhattan merkezli Miramax Stüdyoları’na staj için gidip daha sonra Amerika’ya yerleşen Atalay, hayallerin peşinden koşmanın öneminden söz etti. Sözlerine parayı öncelik haline getirmeden yapmak istediğiniz şeyi yapmanın daha önemli olduğuyla devam eden Atalay, “Sizi başarıya götürecek olan şey içinizden geleni yapmaktır. Yeteneğiniz hangi alanda ise o alanda kendinizi geliştirmeniz sizin için daha kolay olur. Mesela benim en başarılı olduğum alan editörlüktü ve alanda daha çok uzmanlaşmak için 15 yıl fragman montajları yaptım. Burada maddiyattan ziyade asıl önemli olan kendimi göstermemdi ve bunu başardım. Sizlerde bir yapım şirketine girebilirsiniz, arkadaşlarınızla bir araya gelip bir dakikalık bile olsa kısa film çekebilirsiniz, yazabiliyorsanız yazarak alanınızda uzmanlaşabilirsiniz” dedi. ilk projenin iyi olmamasıyla asla umutsuzluğa düşülmemesi gerektiğini söyleyen Atalay, “Benim mesela Mortal Nightmare bir şeye benzeyen projelerimden. Onun öncesinde istediğim gibi olmayan birçok projem var. Yani böyle durumlarda asla umutsuzluğa düşmeyin. Yaratmaya ve yönetmeye her zaman devam edin, asla beklemeyin. Eğer ilerlemek istiyorsanız yapacağınız en kötü şey beklemek. En kötü elinize bir telefon alıp manzara falan çekin. Kendinizi her zaman geliştirin” şeklinde konuştu.
“Önemli olan eldeki imkânları değerlendirmek”
Türkiye’deki üniversitelerde verilen sinema eğitimi ile Amerika’daki üniversitelerdeki sinema eğitiminin hemen hemen aynı olduğunu anlatan Atalay, “Ben öğrendiğim çoğu şeyi Türkiye’deki eğitim hayatımda öğrendim. Tabi mutlaka üniversiteden üniversiteye değişir ama buradaki gözlerime dayanarak şunu rahatlıkla belirtebilirim ki, Amerika’da okuyunca bambaşka bir hayatınız olmuyor. Önemli olan öğrencinin kendini geliştirmesidir. Sadece ders dinleyerek ve not tutarak bu alanda uzmanlaşamazsınız. Öğrencide mutlaka bir yetenek ve proje yapma isteği olmalı. Bu yüzden nerede olduğunuzun pek bir önemi yok. Önemli olan eldeki imkânları değerlendirmek” ifadelerine yer verdi.
“Telefonla bile film çekilebilir”
Film çekimi üzerine önerilerde de bulunan Atalay, “Elinizde çekim yapmak için kamera ya da telefon artık ne varsa, onu sonuna kadar kullanmalısınız. Yani mesela elinizde sadece telefon var ve imkân yok diye çekmek istemiyorsunuz. Bunu yapmayın. Çünkü bir yerden ufakta olsa başlamanız lazım” dedi. İfadelerinde imkânsızlıkların geçmişte kaldığını dile getiren Atalay, “1980-90’larda mesela bir şeyler çekmek zordu. 35 mm kamera, filmi yıkatmak ve daha birçok şey lazım. 10 dakikalık bir kısa film çekmek için en az 5-10 bin doları gözden çıkartmak lazımdı. Günümüzde öyle bir problem yok. Telefonla bile film çekilebilir. Hatta telefonla çekilen filmlerde var zaten fakat bunun tam tersi bir hatada var. Örnek veriyorum elimde sadece telefon var The Cure’un devam filmini çekeceğim diyelim. Böyle bir şey olamaz. Neye elverişli ise eldeki malzemeler, ona uygun bir şeyler çekmek daha mantıklı olacaktır” dedi.
Yaklaşık bir saat süren söyleşinin sonunda söz alan Sine-Düş Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Filiz Erdoğan Tuğran teşekkürlerini dile getirdi ve söyleşi son buldu.
Haber: Burak Anılan
Ahmet abimizle Türkiye’de aksiyon sineması yeni bir serüvene cıkıyor. Bize çağ atlatacağını umuyoruz 😉