Günümüz Spor Medyası ve Seslendirme Söyleşisi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi’nde Radyo Topluluğu tarafından “Günümüzde Spor Medyası ve Seslendirme Söyleşisi” gerçekleştirildi.
TRT Spor Editörü Fırat Çağlar Irmak, spor medyasında editör olmak ve seslendirmenlik ile ilgili bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.
Söyleşiye İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Niyazi Usta, Dekan Yardımcıları Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Oktan ve Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kaya, Dr. Öğr. Üyesi Filiz Erdoğan Tuğran, Arş. Gör. Uğur Kılınç, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
“Önünüze çıkan fırsatları iyi değerlendirmelisiniz”
Sözlerine mesleğine nasıl başladığını anlatarak başlayan Fırat Çağlar Irmak “Ben 2008 yılında NTV Spor adlı kanalda staj yaparak mesleğe ilk adımımı attım. Özellikle orada stajımı yapmak istedim çünkü küçüklüğümden beri sporla ilgiliydim. Daha sonra FB TV’de 1 yıl çalıştım. Okul hayatım dolayısıyla oradan ayrıldım ama hayallerimden vazgeçmedim. Bu mesleği yapmak için yabancı dilin önemini fark ettim ve bunun için Kanada’ya gittim. Döndükten sonrada TRT Spor ’da çalışmaya başladım.” dedi. İnsanın hayatta neler yapabileceğinin, yakaladığı şansları nasıl değerlendirdiği ile de alakalı olabileceğini belirten Irmak “Ben NTV’de staj yaptığım 3 aylık dönemde kendi kendime ‘evet ben bu işin adamıyım hayatım boyunca bu mesleği yapmalıyım dedim.’ Staj dönemi benim için şanstı. Meslekten iyi insanlarla tanıştım. Sizlerde önünüze çıkan fırsatları iyi değerlendirmelisiniz çünkü ufak fırsatlar sizde çok büyük gelişimlere sebep olabiliyor. Mesela ben FB TV’de ilk 6 ay bedava çalıştım. Meslekte kimse sizle özel ilgilenmiyor. Bende kendi kendime en çok ne yapabilirim diye düşündüm ve bilgili olduğum spor konusunda haber yazmaya karar verdim. Avrupa’nın 5 büyük futbol liginde ne oluyor ne bitiyor diye bir haber yazdım ve editöre götürdüm. O da beğendi ve spor medyasında çalışma maceram bir haber sayesinde başladı.” şeklinde konuştu.
“Editörün görevi takipçi olmasıdır”
Şu an yaptığı editörlüğün zorluklarından bahseden Irmak “Editörün görevi, branşı ile ilgili her şeyi takip etmesidir. Editörseniz bir şeyi kaçırma imkânınız yoktur. Bunu herkes yapmıyor meslekte. Ayrıca haber yapılırken gerekli yerlere vurgu yapılmış mı diye kontrol de etmeniz gerekiyor. Bunların yanı sıra yayın ekibiniz ile sürekli iletişimde olmanızda lazım. Çünkü bir nevi editörün bakış açısı yayını güzel bir hale getiriyor.” diye söyledi. Editör olarak bir programda işinizi güzel yaptığınızda her zaman geri dönütlerin olacağını belirten Irmak “Örneğin yıllardır TRT’de yayınlanan ‘Stadyum’ adlı spor programında editör olarak çalışıyorum. Orada yayınladığımız maç sonu açıklamaları bizim için çok önem arz eder çünkü verdiğimiz bilgilerle insanların konuşabilecek bir şeyleri olur. O birkaç dakikalık görüntü basit gibi görünebilir fakat dikkatli olmak ve doğru anı yayınlamak bizim işimizdir. İşimizi doğru yaptığımızda da izlenme oranlarımızla başarılı olduğumuzu anlayabiliyoruz.” dedi.
“Parasal sisteme mağlup oluyoruz”
Yayıncılık hayatının parasal etkenlere mağlup olmasından üzüntü duyduğunu söyleyen Irmak “Artık yayınlar maalesef sporun endüstri haline gelmesinden etkilenmiş durumda. Mesela ben sokaklarda severek oynadığımız futbolun artık büyük paraların döndüğü bir sektör haline gelmesinden hoşnut değilim. Futbolla ilgili program yaparken bile parasal boyuta dikkat ediyoruz. Örneğin biz ligimizde yayınlanan bir maçın özetini yayınlama hakkına sahibiz ama 90 dakika süren maçın özet süresi sadece 5 dakika. Eğer bu süreyi geçersek yayıncı kuruluş bizden ekstra para talep etme hakkına sahip oluyor. Bol gollü ve olaylı bir maçın özetini 5 dakika ile sınırlamakta imkânsız oluyor. Haliyle para ödemek mecburiyetinde kalıyoruz.” şeklinde konuştu. Parasal sisteme rağmen yayın politikalarından taviz vermemeye çalıştıklarının altını çizen Irmak “Biz TRT kanalı olduğumuz için her ne kadar parasal sistemden etkilensekte kamusal yayıncılık yapıyoruz. Örneğin çok önemli derbi maçı bittiğinde bir Türk güreşçisinin olimpiyatta müsabakası olsun, derbi özetini yayınlamadan önce o güreş müsabakasını yayınlarız.” dedi.
“Kendinizi geliştirin”
Mesleğe adım atmadan önce öğrencilere kendilerini geliştirmeleri ile ilgili tavsiyelerde bulunan Irmak “Siz gençler ilerde mesleğinizi yapmadan önce kendinizi geliştirmek zorundasınız. Kendinizi hazır tutarsanız illaki fark edilirsiniz çünkü sektörde mesleğinin okulunu okumadan çalışan çok insan var. Sizler fark edilen olmak için çabalamalısınız. İnsanlara soru sorun, onlarla iletişim kurmaktan çekinmeyin. Daima gözlemci olun ve bulunduğunuz durumu iyi değerlendirmeyi öğrenin. Bunları yapmak sizi medya sektöründe ilerletmede yardımcı olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Sosyal medya bedava”
Günümüzde insanların çok sık kullandığı sosyal medya uygulamalarının medya sektöründe çalışmak isteyenler için önemli bir araç olduğunu söyleyen Irmak “Günümüzde insanlar neredeyse yaptıkları her şeyi sosyal medyada paylaşıyor. Dolayısıyla orada kullanılabilecek materyal çok fazla. Siz orayı kullanabilirsiniz çünkü bedava ve kolayca ulaşılabiliyor. Bizlerde yayınlarımızda sosyal medyayı kullanıyoruz. Sizler sosyal medya da röportajlar çekip, videolar hazırlayıp yayınlayabilirsiniz. Basit görünen adımlarla çok fazla yol alabilirsiniz. Örneğin herkesin bildiği sarı mikrofon isimli içeriği oluşturan kişi bizim üniversiteden sınıf arkadaşımızdı. Sadece bir mikrofon ile insanlara sokaklarda soru sorarak başladı ve bu kadar basit bir içeriği güzelce pazarlayıp başarılı oldu. Sizlerde basit örnekleri düşünerek ilerleyebilirsiniz.” diye belirtti.
VTR hazırlamanın zorluğu
Yayınlarda kullanılan VTR isimli videoları hazırlamanın göründüğü kadar kolay olmadığını söyleyen Irmak “Programda kullandığımız videoları iyi hazırlamamız lazım çünkü seyirciyi yayında tutmak için en önemli yollardan birisi budur. Sırf videonun içindeki metinleri hazırlarken bile iyi bir grafikçi ile çalışmamız gerekiyor. Milyonlara ulaşacak işler yaptığımız için titiz çalışıp en güzelini elde etmeye çalışıyoruz. Örneğin maç sonu teknik direktör 25 dakika konuşuyor ama ben VTR’ye sadece 15 saniye alıyorum çünkü konuşmanın en can alıcı kısmını videoda tutmak zorundayım.” dedi.
Taraflı bir şekilde yayın yapma izlenimi vermekten kaçındıklarını söyleyen Irmak “VTR hazırlarken, hazırladığımız konu ile ilgili tüm taraflara yer vermeye çalışıyoruz çünkü birisini es geçersek o zaman taraflı yayın izlenimi veririz ve doğru bir iş yapmamış oluruz.” şeklinde konuştu.
“Seslendirme ayrı bir sektör”
TV programları için önemli bir yere sahip olan seslendirmenin ufak bir olaymış gibi değerlendirilemeyeceğini söyleyen Irmak “Seslendirme dediğimiz olay, başlı başına bir sektördür. Birden fazla kolu olan ve emek gerektiren bir iştir. Bizler yazdığımız VTR’leri, tanıtımları, maç özetlerini seslendiriyoruz ama bunların hiçbiri seslendirme işinin merkezi olan bir dublajla yarışabilecek şeyler değil.” diye belirtti. Medya sektöründe seslendirmeyi yapmadan önce ona hazırlanmak gerektiğini anlatan Irmak ”Seslendirme öncesi hazırlık şarttır çünkü TV spikeri konuşacağı konudan bir haber ise konuşması çok zor olur. Konuşacağı konuya daha önce çalışması gerekir. Yayın esnasında moderatör sensin ve hem reji ile hem programı yönetmek ile ilgileneceksin. Bunların yanında duruşunu ve diksiyonunu da iyi yönde geliştirmen gerekir.” şeklinde konuştu. Programın usulüne göre rol yapmanın da gerekebileceğini ekleyen Irmak “Seslendireceğiniz şeyle aynı duyguda olmanız her zaman mümkün değildir fakat o role bürünmeniz şarttır. Örneğin, maç anlatırken seyircinin maçı daha çok yaşaması için maçı heyecanlı bir şekilde anlatmalısınız. Ben Amerikan güreşi anlattığım zamanda dövüş sporları sevmesem de rol yaparak o havayı insanlara aktarmaya çalıştım.” dedi.
Söyleşi Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kaya’nın Fırat Çağlar Irmak’a teşekkür belgesi vermesi ile son buldu.
Söyleşini ardından Fırat Çağlar Irmak, İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerinden Sadıkcan Albayrak ve Kemal Ünal’ın hazırlayıp sunduğu “OMÜ Spor” adlı radyo programına konuk olarak katılarak radyo’da dublaj uygulamaları eğitimi hakkında bilgilerini paylaştı.