Bir Metrekarelik Dükkânda Bir Ömür
Samsun’un İlkadım ilçesinde Kale mahallesinde bulunan Bedesten Çarşısı’nda esnaflık yapan Ali Candan, 30 yıldır ekmeğini 1 metrekarelik saat dükkânında kazanıyor.
Dükkanlarının genellikle maliyetlerini düşürmek için küçük olduğu fakat yaşam mücadelesi vermek için bir masa ve taburenin yeterli olduğu bir meslektir saat tamirciliği. Genç İfade ekibi olarak Samsun’da yaşayan 53 yaşındaki Ali Candan’ı, geçim kaynağı olan 1 metrekarelik dükkânında ziyaret ettik. Bedesten Çarşısı’nda 45 yıldır saat tamirciliği yaparak hayatını sürdüren Candan, yanına gittiğimizde bizi güler yüzle karşıladı. Saat tamircisi Ali Candan’ı tanımak istediğimizde bize, bu mesleği 7 yaşından beri yaptığını ve babasından öğrendiğini anlattı. Her çocuk annesinden ya da babasından bir şeyler öğrenebiliyor. Ali Candan’ın babasından kalan tek miras, çocukluktan bu zamana kadar yaptığı saat tamirciliği.
Bir meslekte 45 yıl
Samsun’un İlkadım ilçesi Kale mahallesinde yaşayan 53 yaşındaki Ali Candan, Bedesten Çarşısı’nda 45 yıldır saat tamirciliği yapıyor. Mesleğinin 30 yılını 1 metrekareden oluşan iş yerinde sürdürüyor ve sadece küçük bir masa ile taburenin sığabildiği dükkanında ekmek parasını kazanmaya çalışıyor. Geçmişte çok yoğun olarak saat tamir ettiğini belirten Candan, mesleğine olan ilginin azaldığını söylüyor. Gelişen teknolojiyle birlikte insanlar saatlerini tamir etmek yerine yenisini sipariş edebiliyor. Yeni nesle meydan okuyan Candan, teknolojiye inat mesleğini idame edeceğini söylüyor.
Bir metrekarelik alanda yaşam mücadelesi
Sadece bir tabure ve saatleri tamir ettiği iş aletleriyle kendisine ait olmayan dükkânda tam 30 yıldır saat tamirciliği yapıyor Ali Candan. Dükkânın sahibi, Candan’ın mesleğine olan sevgisini fark ettiği için yıllardır ondan kira almıyor. 7 yaşında babasından öğrendiği mesleğini severek yapan Candan “Saat tamircileri kiralarını ve diğer masraflarını karşılayacakları kadar cüzi bir para kazandıkları için böyle küçük dükkânlarda hayatlarını devam ettirirler. Burası da bir şahsın. Kira vermiyorum. Mesleğime olan sevgimden dolayı para almıyor. Bir metrekare alanda bir yaşam mücadelesi verdik. Benim için 30 yıl geçti ama dün gibi geliyor. Bir 30 yıl daha geçse nasıl geçtiğini bilmem.” diye konuştu.
Geçmişte çok popüler olan mesleğinin günümüzde aynı ilgiyi görmediğini belirten Candan, 4 yıl önce emekli olmasına rağmen işini sürdürdüğünü belirtti. İşini çok seven saat ustası, yaşına rağmen mesleğini bırakmadı. Candan, 45 yılı geride bıraktığı mesleğini sağlığı elverdiği sürece devam ettireceğini vurgulayarak “Emekli oldum ama mesleğimden vazgeçemem çünkü mesleğim benim yaşam biçimim.” dedi.
Sabır işi
Gençlik döneminde eline çeşitli fırsatlar geçtiğini ancak mesleğini bırakmadığını anlatan Ali Candan “Hiçbir meslekte uzun süre çalışmadım. Hemen mesleğimi özledim. Anladım ki, bu meslekten vazgeçemem. Bu meslekte bir ömür de geçse niye geçti diye sormam.’’ diyerek sözlerine şöyle devam etti: “İşimi seviyorum. Rahmetli babam genelde kurmalı saatleri tamir ederdi. Eskiden cep saatleri vardı. Onlar büyüktü ve daha göze hitap ediyordu. Babamı saatlerce seyrederdim. Babam bu mesleği sinirlerine hâkim olamayan bir insanın yapamayacağını söylerdi. Babamın da sinirleri oldukça sağlamdı. Babamı saatlerce izlerdim. 2-3 saat vaktin nasıl geçtiğini anlamazdım.”
Saat tamirciliği teknolojiye yenildi
Kış mevsiminde dükkânının oldukça soğuk olduğunu ancak bu iş sayesinde geçimini sağladığını dile getiren Candan “Mesleğimiz gelişen teknolojiyle birlikte yok denilecek kadar azaldı. Bu çarşının en eski saat tamircisi benim. Birçok esnaf işlerin eskisi gibi olmadığını düşünerek dükkanını kapattı. Eskiden saat tamirciliğini öğrenmek için çıraklar gelirdi. Artık bu meslek gençlere de cazip gelmiyor. Onlar da başka mesleklere yöneliyor.” diye konuştu. Teknolojiyle beraber saat kullanımının insan hayatından çıktığını söyleyen saat ustası, tamircilik mesleğinin bitme noktasına geldiğini, telefonların ve bilgisayarların saatin yerini aldığını böylece saat kullanımına gerek kalmadığını belirterek sözlerini bitirdi.
Haber: Fatma Tekeş
Fotoğraf: Yunus Erçin