Türk medyasında kadın gazeteci olmak
Dış politika hakkında dikkat çekici yazıları ile adından söz ettiren Türkiye Gazetesi Köşe Yazarı Ceren Kenar ile gazeteciliğe başladığı yılları, kadın gazeteci olmanın zorluklarını konuştuk.
Bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi mezunuyum. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde ‘İslam ve Kemalizm Arasında Bir Müzakere: Cuma Hutbeleri Üzerinden Resmi İslama Bir Bakış’ tezi ile yüksek lisans çalışmamı yaptım. Genç Siviller Topluluğu’nun kurucularındanım. Şu anda Türkiye Gazetesi köşe yazarıyım.
Neden gazetecilik?
Akademik kariyer planlarım vardı. Lübnan’da yaptığım çalışmalar sırasında Arap baharı başlamıştı. İçinde bulunduğum atmosferde ‘anı yakalama’ nın bana verdiği çekiciliği fark ettim. Tarihi arşivleri okumak yerine tarihe tanıklık etmeyi tercih ettim. Şu an bu mesleği yapmamdaki en büyük etken bu düşünce diyebilirim.
“Fotoğraf makinasının lensleri bizim ideolojilerimizdir.”
Siyaset Bilimi ve Sosyoloji alanında aldığınız eğitimlerin gazetecilik mesleğinize katkıları var mı ?
Gazetecilik mesleğini yapmak başka alanlara da ilginin açık olması demek. Yazdığımız yazılarda eğitimini aldığımız bölümler, haberlerin arka planını değerlendirmeye ilişkin büyük katkılar sağlıyor. Gazetecilerin entellektüel faaliyetlerle haşır neşir olabilmesi için başka branşlarla da iç içe olması gerekiyor. Gazeteciliği somutlaştıracak olursak, gazetecilik fotoğraf çekmektir. Bir fotoğraf gerçeğe ne kadar yakın olursa o kadar iyi gazetecisinizdir. Fotoğraf makinasının lensleri bizim ideolojilerimizdir. Gazetecilerin o lensleri ayarlayarak olaylara bakması gerekir.
“Her ideolojik düşüncenin kendi mahallesini temizlemekle işe başlaması gerekir.”
Peki günümüz koşullarında kadın gazeteci olmak zor mu?
Kadın olmak başlı başına zor bir durum tüm dünyada. Çünkü bütün dünyada ataerkil bir yapı hakim. Nereye giderseniz gidin, hangi kadına sorarsanız sorun. İster İsveçli bir kadına, ister Mısırlı bir kadına, dereceleri aynı olmasa da her ikisi de sizlere kadın olmanın zorluklarını anlatacaktır. 50 sene önceki şartlarda, hatta 3 yıl öncesine kadar kadınlar oy kullanamadıkları için öldürülürken, bizim sahip olduğumuz haklar ölçüsünde düşündüğümüzde mağdur edebiyatı yapmamız yanlış olur. Kadınlar olarak karşılaştığımız zorluklarla savaşabilmemiz gerekir. Savaşabilmek için de işinizi yapmak ve ısrarla yapmaya devam etmek gerekir. Kadınlarla erkeklerin aynı pozisyonda çalışmalarına rağmen erkeklerin kadınlara göre daha yüksek bir aylık aldığını ve yönetici pozisyonunda daha çok erkeklerin olması, tam bir ataerkil toplum yapısına örnektir. Bu sadece ülkemizde değil, tüm dünyada böyle. İşyerlerinde kadınlara olan taciz ve aşağılamaların yanında, kadınlara yönelik cinsiyetçi bir dil kullanılıyor. Bunların önüne geçebilmek adına öncelikle herkesin kendi kapısının önünü süpürmesi gerekiyor. Kadınlarımızı ideolojik birer nesne haline getirmemiz gerekiyor. Kadınlara yönelik bu tarz sorunları çözmek için ortak çalışmalar yapmak gerekiyor. Bunun için de her ideolojik düşüncenin kendi mahallesini temizlemekle işe başlaması gerekir diye düşünüyorum.
Bir çok meslekte negatif cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor, gazetecilik mesleği için de bunu söyleyebilir miyiz?
Pozitif ayrımcılık da var, negatif ayrımcılık da. Kadın olmak Türk medyasında çok zor bişey. Örnek verecek olursak; bir programa mutlaka kadın kontenjanından yararlanarak çağırılırsınız. Bu da ataerkil zihniyetin bir göstergesidir. Her zaman kadınlar ideolojik kampların en çok saldırı alan kesimidir. Kadınlar medyada erkek meslektaşlarına göre daha çok hakaret ve küfüre maruz kalıyor. Bu meslekte genç kadın olmanın dezavantajlarını da maalesef yaşıyorsunuz.
“Haber yazarken tekil bir olayı büyük resmiyle vermek gerekir.”
Haberi oluştururken kadın olmanız, sizin haberi ele alışınızı ve aktardıklarınızı etkiliyor mu ?
Bazı konularda evet. Kadın olmam kadın haberlerinde hassas olmama neden olabiliyor. Haber yazarken tekil bir olayı büyük resmiyle vermek gerekir. Büyük resmi verdiğimiz zaman okuyucuya daha tarafsız bilgi vermiş oluruz. Kadınların daha çok yönetici olarak değil de örneğin magazin haberciliğine yönlendirilmeleri ataerkil yapının ne kadar baskın olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Dış politika, askeri, iç siyaset konusunda kadınlar ikinci planda yer alıyor. Bunların önüne geçilebilmesi için kadınların eğitime yönlendirilmesi gerekiyor. Üniversite mezunu kadınların üniversite mezunu erkeklere oranla daha kolay iş bulabildiklerini biliyoruz. Çalışan kadınların işlerini kaybetmeden çocuk sahibi olabilmelerini sağlayabilecek devlet politikalarının desteklenmesi gerekiyor.
Genç gazeteci adaylarına vermek istediğiniz mesaj nedir?
Cesur olsunlar, korkmasınlar, kendilerine güvensinler.