Ondokuz Mayıs Üniversitesi - İletişim Fakültesi - Uygulama Gazetesi -

“Şiddet olgusu kadınlar tarafından normalleştiriliyor”

“Şiddet olgusu kadınlar tarafından normalleştiriliyor”
  • 13.04.2015
  • “Şiddet olgusu kadınlar tarafından normalleştiriliyor” için yorumlar kapalı
  • 1.852 kez okundu

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Topluluğu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında “Kadın ve Hayat” ve “Duygusal Zeka ve Kadın” başlıklı bir dizi etkinlik düzenledi.

İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda 9 Mart günü gerçekleşen “ Kadın ve Hayat” başlıklı panele, OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevilhan Mennan, Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurhayat Yoloğlu, Avukat Birgül Bilgin, Valilik KOZA Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi Müdürü Tuğba Talay, Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürü Canan Soğukpınar, Küresel Öğretmen Ödülü Adayı Öğretmen Dilek Livaneli konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Yrd. Dr. Nurhayat Yoloğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihçesi ve 2014 yılında gerçekleşen kadına yönelik şiddet olaylarının sayısal verileri hakkında bilgi verdi.

“Kadına Şiddet İnsan Hakları Sorunudur”

“Medeni Hukuk ve Kadın” konusunda sunum yapan Avukat Birgül Belgin ise Türk Ceza Kanunu’nun cinsel suçlar konusunda yetersiz kaldığına dikkat çekerek, “Kadına şiddet sorununun çözümü için kadınları anlamak gerekiyor. Kadına şiddet sorunu temelde insan hakları sorunudur. Özellikle son dönemde yaşadığımız olaylar bizi bu konuda bir şeyler yapmaya zorunlu kılıyor” şeklinde konuştu. Belgin, ayrıca, istatistiklere göre şiddet olaylarının en çok yaşandığı bölgenin Karadeniz Bölgesi olduğunu da sözlerine ekledi.

Samsun Valiliği KOZA Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) Müdürü Tuğba Talay, yaptığı konuşmada, şu ana kadar Samsun’daki 642 bin 693 kadından 3 bin 743’ünün ŞÖNİM’e başvurduğunu ifade etti. Kadına yönelik şiddet olaylarının kesin verilerini il düzeyinde kaydedip net rakamlar verebilecek tek bir birimin olmamasının önemli bir sorun olduğunu dile getiren Talay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ŞÖNİM’in kurulmasındaki temel nedenin bu sorun olduğunu işaret etti. ŞÖNİM’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Emniyet Müdürlükleri ile ortak çalıştığını da sözlerine ekleyen Talay, “Yaptığımız görüşmelerde en çok dikkat çeken husus, şiddetin kadınlar tarafından normalleştirilmesidir. Erkeğin gerçekliği bir süre sonra kadının gerçekliği haline dönüşüyor ve kadın yaşadığı olayı şiddet olarak tanımlayamayabiliyor” dedi. Şiddetin devam eden bir süreç olduğunu vurgulayan Talay, şiddeti uygulayan fail için eğitim programlarının yapılmasının ve tedavisine yasal zemin oluşturulmasının, ayrıca medyanın kadın sorunlarının çözümünde destekleyici bir araç olarak sisteme katılmasının önemine değindi.

“Denetimli Serbestlikte Kişinin Topluma Kazandırılması Önemli”

Talay’ın ardından söz alan Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürü Canan Soğukpınar ise denetimli serbestliğin tanımına yer verdiği konuşmasında, denetimli serbestlikte kişinin rehabilitesinin ve topluma kazandırılmasının esas olduğunu belirtti.

OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevilhan Mennan ise eğitim-öğrenim hayatı boyunca yaşadığı deneyimleri paylaştığı konuşmasında, son 2 yılda kadın akademisyenlerin yüzde 47 oranında artış gösterdiğini ve OMÜ’deki kadın akademisyen rakamının Türkiye geneli ile paralel olduğunu vurguladı.

Son olarak 127 ülkeden 5 bin öğretmen arasından ilk 50’ye girerek Küresel Öğretmen Ödülü’ne aday gösterilen Çarşamba Kumköy İlkokulu Öğretmeni Dilek Livaneli söz aldı. Konuşmasında, hayatını, öğretmen olarak yaşadığı zorlukları, köydeki çocuk ve kadınlara yönelik gerçekleştirdiği projeleri anlatan Livaneli, “Benim için önemli olan ödül değildi. Ben bu işe ödül için başlamadım. Benim tek amacım o köyü ve oradaki insanları hayatla tanıştırmaktı” dedi.

Panel, konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdimi ile sona erdi.

“Mobbinge Maruz Kalanlar Zeki, Etik Davranan ve Başarılı İnsanlar”

 Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Öğrenci Topluluğu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen etkinlik, öğleden sonra “Duygusal Zeka ve Kadın” başlıklı söyleşi ile devam etti. Söyleşiye, Anahtar Eğitim Danışmanlık Uzmanları Eray Beceren ile Ayça Mumkule konuşmacı olarak katıldı.

Ayça Mumkule, konuşmasında, kadınların iş hayatında yaşadığı baskılara vurgu yaparak “mobbing” kavramı üzerinde durdu. Birçok kadının iş hayatında farklı şekillerde mobbinge maruz kaldığını ifade eden Mumkule, bu nedenle kadınların özgüven sorunu yaşadıklarını belirtti. Mobbingte zorba profili, kurban profili, izleyici profili olmak üzere 3 rol olduğunu belirten Mumkule, “Mobbinge maruz kalan insanların çoğu zeki, etik davranan ve başarılı insanlardır. Duygusal zekânın fazla olması mobbinge karşı en büyük silah” şeklinde konuştu.

Eray Beceren ise insan beyninin yapısı hakkında bilgi verdikten sonra çoklu zekada beynin işleyişini anlattı. Konuşmasında beynin limbik sistemine değinen Beceren, duygu ve duyuların merkezi olan limbik sistemin kadınlarda erkeklere oranla daha geniş olduğunu ifade etti. Kadınların duygu dünyası ile erkeklerin duygu dünyası arasında farklılıklar olduğunu belirten Beceren, kişilerde duygusal bilinç, özdeğerlendirme ve özgüvenin gelişimini çeşitli örnekler üzerinden değerlendirdi.

Öğrencilerin konuyla ilgili sorularının cevaplanması ve katılımcılara teşekkür belgelerinin verilmesiyle program son buldu.

Etiketler: / / / / / / / / /

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ