Ondokuz Mayıs Üniversitesi uluslararasılaşmada bir numara

Yurtdışına çıkmak her öğrencinin hayalidir. Bazılarımızın maddi imkanı yetmezken bazılarımız da işlerinden ve derslerinden fırsat bulamaz.

Hem okurken farklı ülkeler görmek hem de farklı kültürleri benimsemek artık çok kolay. Bizlere bu fırsatı veren kurum üniversitemize bağlı olan Uluslararası İlişkiler Birimi. Bu kurum, karşılıklı anlaşmalarla birçok ülkeye gidebilme imkanı sağlıyor.

Biz de bu konu  hakkında izlenecek yolları Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü, Üniversitemiz Erasmus Kurum Koordinatörü Emine Bol Yazıcı’dan aldık .

Uluslararasılaşma üniversitelerde son yıllarda sıkça kullanılan bir kavram haline geldi. Uluslararasılaşma; bilimsel bilginin küresel düzeyde paylaşımından doğan iletişimdir. Yazıcı, bu kavramın üniversitemiz  için de çok önemli olduğunu dile getirip şöyle devam etti: “Her yıl pek çok öğrencinin tercih ettiği Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin Türkiye’de oynadığı rol çok büyüktür. Son 5 yılda üniversitemiz kendini bu konuda fazlasıyla geliştirdi ve Türkiye’de en fazla uluslararası öğrencisi bulunan üniversiteler arasında yer almakta. Geçmiş senelerde, OMÜ’nün uluslararası öğrenci sayısı 300 civarıyken şuan itibari ile 2250 civarıdır. Bu sayıya Erasmus ve Mevlana öğrencileri dahildir” dedi. Uluslararasılaşma’da birimin rolünden bahseden Yazıcı, “kısaca değişim programından hem  öğrenciler hem de personel yararlanıyor. Üniversitede ağırlanan misafir öğrenci ve personel memnun kaldıkları takdirde üniversitemize gelen kişi sayısı artarak devam ediyor. Erasmus Programının içeriği AB ülkelerini ve ortak ülkeleri kapsıyor. Mevlana Programı ise Erasmus programı dışındaki ülkeleri kapsıyor” diye konuştu.

Yazıcı, birimin çalışmalarını 5 ofis halinde yürüttüklerini ifade etti.” Bunlar; Mevlana, Farabi,Erasmus,Uluslararası İşbirlikleri ve Uluslararası Öğrenci Ofisi’dir. Bu ofislerde uzman ve  memurlar çalışıyor. Mevlana, Farabi ve Erasmus değişim programları yürütüyor. Uluslararası İşbirlikleri ise ortak proje, lisans, master ve doktora programları yürüten bir ofis. İşbirliğimiz bulunan üniversitelere de öğrenci ve öğretim elemanları gönderebiliyoruz.” diye açıkladı.

Birimin çalışmalarından biri, uluslararası öğrencilerin şehirimize ve kampüsümüze kolay adapte olmalarını sağlamaktır. Yazıcı, bunun için sosyal ve kültürel aktiviteler düzenlenip ülkelerinin tanıtım günleri yapıldığını söyledi. “Ayrıca değişik illere gidilip şehir turu, kampüs turu, akşam yemeği gibi etkinlikler düzenleniyor. Uluslararası öğrenci kulüp üyesi olan öğrenciler daha farklı aktiviteler yapıyorlar. Örneğin; Erasmus programı kapsamında gelen öğrenciler Samsun Erasmus Öğrenci Ağı’nın (ESN Samsun) düzenlediği Sosyal Erasmus projelerinde yer alıyorlar. ESN Samsun Sosyal Erasmus Projelerinde iki yıldır 1. ve 2. olarak bir çok ödüller almaktadır. Proje kapsamında lise gezileri, ana okulu ziyaretleri, doğayı koruma projeleri, sosyal duyarlılık projeleri yapılıyor ve yaşlıları da unutmamak adına da huzur evlerine gidiliyor. Ayrıca ağaçlara kuşlar için yuvalar  yapıldı. Bu etkinliklerde amacımız öğrencilerin toplum ve sosyal duyarlılığı kazanırken, şehrimiz ve ülkemizde farklı yerleri görmeleridir” dedi.

En Popüler Ülke “POLONYA”

Erasmus programından kısaca bahseden Yazıcı, Erasmus eğitim programının, AB destekli olduğunu ve Türkiye Ulusal Ajansı ile eşgüdüm içinde çalıştığını belirtti. Eğitim programları öğrenci ve personele yöneliktir.Değişim öğrencisi 1 yada 2 dönemlik eğitim için gidebiliyorken, stajyerler 2 – 12 ay staj yapabiliyorlar. Bir dönemliğine gidip süresini uzatmak isteyen öğrenciler ancak Erasmus bölüm koordinatörleri uygun görürse bu mümkün olabilmektedir. Notları düşük ise bu durum söz konusu olamaz. Türk öğrenciler için en popüler ülke konumunda Polonya bulunuyor. Bunun nedeni ise ülkenin hem güzel hem ucuz olması . Hal böyle olunca da öğrenci parasını biriktirip gezme fırsatı buluyor. Erasmus aracılığla Türkiye’ye en çok öğrenci Polonya’dan geliyor. İkinci sırada Çek Cumhuriyeti üçüncü sırada İspanya yer alıyor.” sözlerini sürdürdü.

Türkiye Destekli Eğitim Programı: “MEVLANA”

Mevlana programını anlatan Yazıcı, bu programın Türkiye destekli bir değişim programı olduğunu ve Erasmus dışında kalan ülkelerle değişim yapıldığını söyledi. Mevlana programı Erasmus gibi öğrenci ve personele yöneliktir tek farkı Türkiye’den personel gönderilememesi.” şeklinde bilgi verdi.

Son olarak Yazıcı, bir sene bile yurtdışında okumanın iş hayatında çok olumlu yanı olduğunu söyledi. Bu da iş hayatında yabancı dile verilen önemi ortaya koyar. “Eğer Erasmus ya da Mevlana programına katıldıysanız bu bir avantaj olarak görülüyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Bu konuyu üniversitemizde okuyan yabancı öğrencilerimizle konuştuk. Hepsi farklı ülkelerden gelmiş olmasına rağmen sıcak kanlı ve samimi tavırları ile dikkat çektiler. Gelin bir de bu açıdan bakalım…

En Kuzey’den Türkiye’ye

Gülnara Dzhamilova (20), Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü 2.sınıf öğrenci. Rusya’nın Esto-Altay bölgesinden Türkiye’ye geldi. Lise Rusya’da okuyan Dzhamilova, üniversite tercihini OMÜ’den yana kullandı. Sosyal ortama alışmakta arkadaş çevresi sayesinde zorluk yaşamadığını ifade eden Dzhamilova, ayrıca Türk insanını çok sevdiğini ekledi.

Rusya’nın üniversite eğitimi hakkında bir bilgi sahibi olmadığını belirterek Türkiye’yi bu konuda daha avantajlı gördüğünü söyledi.  Dzhamilova, “Bunun en büyük artısını hocalarımdan görüyorum. Hocalarımız alanlarında uzmanlaşmış kişiler” dedi.

Gelecek planlanları arasında Omü’de akademik kariyer yapmak olmayan Dzhamilova , Türkiye’de kalıp burada bir hayat kurmayı düşünüyor. Bunun için de elinden geleni yapacağını dile getirdi.

“Farkılığı Seviyorum”

Macca Ali Sebit (19), Ondokuz  Mayıs Üniversitesi Mustafa Kemal Güneşdoğdu Kampüsü Halkla İlişkiler bölümü 1. Sınıfta okuyor. Türkiye’ye Afrika’nın doğusunda yer alan Kenya’dan geldi.Lise öğrenimini Kenya’da Türk Lisesi’nde başladı. Sonra Türkiye’ye gelip Samsun’da Feza Berk Koleji’ne devam etti. Bu sebeple de üniversite olarak OMÜ’yü tercih ediyor. Üniversiteye alışmakta zorlanmayan Macca, ülkesini ve ailesini özlediğini belirtiyor. İnsanların ilgisinden memnun kalan Macca, “farklı olduğum için sorular soruyorlar bende insanların merakını gideriyorum” dedi.            Gezmeyi çok sevdiğini ekleyen Macca, üniversite eğitimini tamamlayınca fırsatının olması halinde farklı bir ülkeye gitmek istediğini söyledi. Sürekli bir yerde kalmaktan sıkıldığı için Kenya’dan Türkiye’ye gelmiş. Son olarak imkanı olan herkesin bir ülke dahi olsa gidip orayı görmesini tavsiye ediyor.

Güvenlik Görevlisiydi Üniversitli Oldu

Atabek Matkerimov (28), Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuat Başgil Hukuk Fakültesi’nde 4. Sınıfta okuyor.  2011 Nisan ayında Türkmenistan’dan Türkiye’ye para kazanmak için geldi. Atabek, Türkiye’de güvenlik görevlisi olarak çalıştı. Bir süre sonra üniversite sınavlarına arkadaşının da yardımı ile hazırlanmaya başladı. Sınavda yüksek bir başarı elde edip Omü’yü tercih etti. İstanbul’a gidebilecek kadar puan aldığını söyleyen Atabek, Türkmen arkadaşlarının burada olmasından dolayı tercihini Samsun’dan yana kullandı.

Omü’deki sosyal ortama değinen Atabek, bu durumdan hiç memnun değil. Zaman geçirebilecek tek bir imkanın olmadığını, olan imkanın da yetersiz olduğunu belirtti. Atabek, “daha iyisi olabilirdi” dedi.

Türkmenistan’daki eğitim sistemi hakkında konuşan Atabek, “iki ülke arasında çok  büyük farklar göze çarpıyor. Türkiye’de biraz da olsa öğrencinin özgürlüğü var. Kendi ülkemde kısıtlamalar ve normlar daha çok işliyor. O yüzden de okumak için Türkiye’yi seçtim. Zaman zaman duygulanıp, ailesini ve yakınlarını özlediğini söyleyen Atabek, keşke  Türkmenistan’da olsaydım ama şartlar el vermiyor” dedi.

Atabek, üniversitede kalıp akademik kariyer yapmayı düşünmediğini ifade etti. Türkiye’de kalmaması durumunda ise Türkmenistan’a dönüp 2 sene daha okuyarak denklik dipiloması almak istediğini sözlerine ekledi.

“Çocukluk Hayalimdi”

Sherif Doningo (20), Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kimya bölümünde 3.sınıfta öğrenim görüyor.Kongo’nun Knishasa şehrinden Türkiye’ye geldi.

Doningo, çocukluk hayalinin  yurtdışında yaşayıp orada eğitim almak olduğunu söyledi. Bir nevi bu hayalini de gerçekleştirmiş oldu. Yurtdışında eğitim alan insanların daha ayrıcalıklı olduğunu düşündüğü için Türkiye’de eğitim almayı tercih etti. Doningo, Omü’deki sosyal ortam ve arkadaş çevresinden çok memnun olduğunu belirtti. Kendi ülkesinde eğitim almakla OMÜ’de eğitim almak arasında bilimsel olarak fark olmadığını ancak eğitim dili açısından farklılık olduğunu ifade etti. Türkiye’yi çok sevdiğini üniversiteyi bitirince de Türkiye’de hayatına devam etmek istediğini söyleyen Doningo, son olarak OMÜ’de kalıp öğretim görevlisi olarak çalışmak istediğini ekledi.