Dedesinin gölgesinde bir çınar

Ayhan Türkmen, torunu Çınar Semiz’e kalıcı bir miras bırakmak için, ‘Gezgin Çınar’ adlı kitap serisini yazdı.Türkmen, torunu Çınar’ı, bu kitap serisi ile şehir şehir dolaştırıyor.

57 yaşındaki ilkokul öğretmeni Ayhan Türkmen, hiç bir maddi beklentisi olmadan, torunları büyüdüklerinde dedelerini tebessümle hatırlasın ve kitapların dünyasını öğrensin diye onlara kitaplar yazıyor.

Ayhan Türkmen, Gezgin Çınar adlı kitap serisinde, Diyarbakır’dan İstanbul’a kadar 10 ilin kültürel özelliklerini, tarihi ve turistik yerlerini anlatıyor. Türkmen, “Tüm bu hikâyeleri torunum Çınar’ın da içinde bulunduğu maceralarla oluşturdum. Kitabı okuyan çocuklar o yörenin yemeklerini, folklorunu ve bunun gibi birçok özelliğini Çınar ile birlikte gezerek öğrenmiş oluyor” dedi.

Bu kitap serisindeki kahramanımız Çınar, gezdiği tüm şehirlerin yöresel yemeklerini tadarak keşfediyor ve tarihi yapıları gezerek hayal dünyasını zenginleştiriyor. İzmir’de boyoz yemenin tadına varıyor, Susurluk’a uğrayıp köpüklü ayran da içiyor.

Torunlarına mirası kitapları

Kitap serisi yazma fikrinin, torunu Çınar’a kalıcı bir miras bırakma isteğinden ortaya çıktığını vurgulayan Türkmen, “Bir anne-babanın çocuklarına maddi şeyler bırakmasından ziyade böyle eserler bırakması daha anlamlı. Çünkü bu hem aileye hem de çevreye bırakılan bir mirastır” dedi.

“Çocuklar gezdikleri yerleri ve o anki duyguları unutabilirler. Bu nedenle bu kitap serisindeki Çınar, gezdiği yerlerin fotoğraflarını çekerek ve etkilendiği yerler hakkında notlar alarak kısa bir gezi arşivi, gezi anıları da oluşturuyor” diyen Türkmen, çocuklarda arşiv alışkanlığı oluşturma fikrinin de önemini vurguladı.

Türkmen, Samsun’un Terme ve Çarşamba ilçelerinde yaşadığı bilinen Amazon kadınlarının hikâyelerini konu edinen “Amazon Naz” kitap serisini ise torunu Naz’a bırakmayı planlıyor. Türkmen, bu planını emekli olduktan sonra hayata geçireceğini de sözlerine ekliyor.

“Çocukları sevgiyle büyütmeliyiz”

38 yıldır öğretmenlik yapan Ayhan Türkmen, öğretmenlerin, emekli olduktan sonra da bilgi ve deneyimlerini aktarmaya devam etmeleri gerektiğini söyleyerek “Çocuklar bir hamurdur ve onları biz şekillendiririz. Çocukları sevgiyle büyütmeliyiz, çünkü geleceği çocukların sevgisinin kalkındıracağını düşünüyorum” dedi.

Çocukları çok sevdiğini ve öğretmenlik mesleğini bu yüzden seçtiğini ifade eden Türkmen, “Çocukluğumu çok fazla yaşayamadım. Babam memur olduğu için sürekli şehir değiştirmek zorunda kalıyorduk. Fakat benim şansım sürekli kitaplarla iç içe olabilmemdi. Çocuklara kitap okuma alışkanlığını kazandırmayı kendime görev edindim.” dedi. Türkmen, şu anda çalıştığı okulda da kitap okuma etkinlikleri düzenlendiklerini ifade ederek, “Velilerle birlikte okuma saati düzenliyor, kitap yazarlarını derslere davet ederek çocuklarla buluşturuyoruz. Öğrencilerin yazarlarla birebir sohbet etmesi onları okumaya ve yazmaya teşvik etti. Hatta yazarlarla birlikte kısa öyküler yazdılar. Şimdiden büyüyünce yazar olmak istediğini söyleyen öğrencilerim var, bu da beni çok mutlu ediyor” şeklinde konuştu.

Sürekli ertelediği kitap yazma fikrini, ailesinin ve arkadaşı Çarşambalı yazar Aziz Sivaslıoğlu’nun desteğiyle hayata geçiren Türkmen, “Bu kadar güzel tepkiler beklemiyordum. Öğretmen arkadaşlar, sınıflarda bu kitapları bulunduruyor. Ayrıca okullara imza için davet ediyorlar. Bu durum beni onurlandırıyor” dedi.

Bir Çınar ağacı gölgesinde nice kitaplar okumanız dileğimizle…